Tüpraş ve Petkim işçileri çalışmama haklarını kullanarak iş bıraktılar. Çünkü, bugün Tüpraş yine ihale masasına yatırılıyor. O ihale masasında şirketler değil devletler çarpışıyor. Bu ihaleyi ne kimin kazanacağı ne de kaç paraya anlaşılacağı bizi hiç mi hiç ilgilendirmiyor çünkü, bugün Türkiye’nin geleceği satışa çıkartılıyor.
Bugün 12 Eylül ve TÜPRAŞ'-ın yeni sahibi belli olacak. Çok önce yazdım. Şimdi herkes farkına vardı ki, TÜPRAŞ'a talip olan Hintli IOC, İtalyan ENI, Macar MOL, Avusturyalı OWS, Polonyalı PKN de devlet şirketi. Arkalarında kendi devletleri, hükümetleri var! Destekliyor. Şayet TÜPRAŞ bir devlet şirketi olarak, bu devlet şirketlerinden birisine satılırsa, ihale bunlardan birinde kalırsa, 'özelleşmiş!' olacak?
ABD'den Avrupa'ya kadar geniş bir gölgede satışa çıkan petrol şirketlerini satın almak için Hint ve Çin şirketleri yarışıyor. Petrolün fiyatı 70 dolara kadar yükselince tüm gözler Çin ve- Hindistan'a çevrilmişti. Çünkü iki ülkenin petrol talebinin patlaması petrol fiyatlarını artıran en önemli nedenler arasında gösteriliyordu. Çinli ve Hintli petrol şirketleri son dönemde pazarın en aktif oyuncuları arasında yer alıyor.
Avrupa Birliği ve ekonomik reform süreci ile birlikte yaşam standartının artması Türkiye'deki enerji talebini katlanarak büyütecek. Orta Avrupa'daki rakiplerine göre avantajlı olan Tüpraş'ı satın alacak olan 25 yıl boyunca büyüme ve karlılık potansiyeli sağlayacak.
YIL 1912. Osmanlı, Balkan Savaşı’nda. Bulgar ordusu Trakya’yı ele geçirmiş, başkent İstanbul’un kapısına dayanmış. Asker operatör Dr. Cemil Paşa (Topuzlu) belediye başkanı.
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Reuters’in sorularını yanıtlamış ve Erdemir’in satış ihalesi ile ilgili olarak gönüllerinin yerli bir şirketin kazanmasından yana olduğunu söylemiş...
Pazartesi günü Ankara için unutulmayacak bir gün olacak. Tüpraş ihalesiyle Aliağa, Kırıkkale, Kocaeli ve Batman'da kurulu 4 rafinerisinin yeni sahibi belli olacak. Gündemde iki konu var; rakam ne olacak, yerli mi yoksa yabancı mı alacak?
Ekonomi muhabiri olarak mesleğe başladığım zamandan beri bu kadar yoğun bir yaz mevsimi geçirdiğimi hatırlamıyorum. Geçmiş yıllarda ama krizden, ama rehavetten gündem bomboş olur, ne yapacağımızı kara kara düşünürdük. Bu yıl ise hani deyim yerindeyse başımızı kaşıyacak vaktimiz yok. Özelleştirmeler, ihaleler, gelen yabancılar, sıcak-soğuk para, Körfez sermayesi, IMF, vergi paketi...
Petrol İş Sendikası Başkanı'nın Tüpraş'ın özelleştirmesi ile ilgili sözleri, bana 1960'lardaki tartışmalarımızı anımsattı. O tarihlerde benim gibi, Devlet Planlama Teşkilatı'ndaki yurtseverler gibi her aydın için, Türkiye'nin kalkınmasının yani sanayileşmesinin tek yolu "merkezi planlama'ydı.