Kıdem tazminatı tartışmaları gündemden düşmüyor. 4 Mart Çarşamba günü CNN TÜRK Ankara Temsilcisi Hande Fırat'ın kıdem tazminatına ilişkin sorularını yanıtlayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, konuşmasında kıdem tazminatının fona devrini savunmaya devam etti. Konuyla ilgili görüşlerini açıklayan Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın ise, yapılmak istenen değişikliklerle kıdem tazminatı hakkımız geriye götürülmek isteniyor dedi.
Çalışma Bakanı Faruk Çelik'in kıdem tazminatı konusunda en son yaptığı açıklamada, işçinin kıdem tazminatının her ay kendi hesabına yatırılmasından yana olduğunu ve gerekçesi olarak da işçilerin yüzde 85'inin kıdem tazminatını alamamasını olduğunu söyledi. Görüşüne başvurduğumuz Petrol-İş Sendikası Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın “Ödenmeyen kıdem tazminatları mahkeme kanalıyla rahatlıkla alınmaktadır. Bu noktada sorun, işverenlerin işçinin kıdem tazminatının gasbına devletin göz yummasıdır. Yani devletin gerekli denetim ve yaptırımları işverenlere uygulamamasıdır.” dedi.
İlk Defa Fon Kurulması Önerisi 1954 Yılında Getirildi
Mustafa Öztaşkın, kıdem tazminatı hakkında yapılmak istenen değişiklikleri daha iyi anlamak için kıdem tazminatının tarihsel sürecine bakılması gerektiğini ifade etti. Kıdem tazminatı hakkının ilk olarak 1936 yılında çıkan 3008 sayılı ilk İş Kanunu'nda yer aldığını ve 1937 yılında yürürlüğe girdiğini söyleyen Öztaşkın, “5 yılı doldurmak şartıyla her türlü işten çıkarma ve işten ayrılmada, çalışılan her yıl için 15 günlük ücret tutarında kıdem tazminatı ödenmesi bu kanunda yer aldı.” dedi.
O yıldan bu yana kıdem tazminatı hakkında olumlu gelişmeler olurken, ilk defa 1954 yılında toplanan İkinci Çalışma Meclisi'nde fon kurulması önerisinin getirildiğini belirten Öztaşkın “Bu tarihten itibaren işverenlerce kıdem tazminatında çalışanların aleyhine yeni düzenlemeler yapılması sürekli olarak gündeme getirildi.” dedi.
78 yıldır uygulanmakta olan kıdem tazminatının iki temel işlevi olduğunu ifade eden Öztaşkın, birinci işlevi, işverenlere özellikle toplu çıkarmalarda ciddi bir maddi külfet getirdiği için iş güvencesi sağlaması derken, ikinci işlevinin ise işçinin işten çıkarıldıktan sonra yeni bir işe başlayıncaya kadar yaşamını idame ettirmesini sağlayan bir tür işsizlik sigortası olması olduğunu söyledi.
Kıdem Tazminatı Hakkı Geriye Götürülmek İsteniyor
Öztaşkın, hayata geçirilmeye çalışılan yeni sistemle asıl yapılmak istenenin kıdem tazminatı hakkının geriye götürülmesi olduğunu dile getirirken, konuşmasına şöyle devam etti:
“Kıdem tazminatı fona devredilerek, her yıl için 30 günlük giydirilmiş ücret tutarındaki kıdem tazminatı miktarının, yaklaşık 15 günlük ücret düzeyine indirilmesi, işten çıkarmalarda kıdem tazminatı ödenmeyerek, ancak emekli aylığı bağlanmaya hak kazanıldığında ve en az 10 yıl işçi adına fona prim ödendiğinde alınabilmesi ve sadece fonda biriken para üzerinden işçiye ödenecek kıdem tazminatı miktarının belirlenmesi amaçlanıyor” dedi.
Öztaşkın, mevcut uygulamada kıdem tazminatı en son almakta olduğu çıplak ücreti ile para ve para ile ölçülmesi mümkün olan ödemeler dikkate alınarak hesaplanıyor derken, “Kıdem tazminatı miktarı ile yasa taslağındaki, yıllar itibarı ile mevcut ücretler üzerinden kesinti yapılarak birikecek miktar anlamına gelen yeni kıdem tazminatı karşılaştırıldığında, düzenlemenin bu yönüyle de işçilerin hak kaybına sebep olacağı çok açık” dedi.
Petrol-İş Sendikası'nın Önerileri
Öztaşkın son olarak, hükümet 'Kazanılmış haklarınıza dokunmayacağız, hatta size seçenek sunacağız' diyerek ikna etmeye çalışacak, fakat bu tuzağa düşmeyeceğiz derken, Petrol-İş Sendikası'nın bu konudaki önerilerini açıklayan konuşmasına şöyle devam etti:
“Her türlü işten çıkarma veya işçinin kendisinin işten ayrılmasında kıdem tazminatı ödenmesini,
Tavan uygulamasına son verilmesini,
İşyerinin iflas ve icralık durumlarında işçi alacaklarının birinci sıraya getirilmesini,
Hak etmede uygulanan işyerinde 1 yıl çalışma şartı kaldırılarak, bir gün bile çalışılsa kıdem tazminatı ödenmesini,
İşverenlerce ödenmeyen kıdem tazminatlarının işçiye mahkemeye gitmeden devlet tarafından ödenmesini ve işverenlerden tahsilinin devlet tarafından yapılmasını istiyoruz.”