Soma’da yaşanan facianın üzerinden iki ay geçmesine rağmen talepleri yerine getirilmeyen maden işçileri, verecekleri mücadeleyi tartışmak için kurultay düzenledi. Maden İşçileri Komitesinin çağrısıyla düzenlenen kurultayda, madenlerin kamu eliyle işletilmesi ve taşeronlaştırmanın yasaklanması başta olmak üzere talepler için mücadele etme kararı alındı.
İş cinayetlerinde yaşamını yitiren işçiler için saygı duruşuyla başlayan toplantının açılış konuşmasını, Kamu Maden İşçisi Mustafa Şala yaptı. “Bugüne kadar parça bölük tartıştığımız şeyleri bir kez de buradan ilan edelim. Aldığımız kararları buradan duyuralım gündemi soğutmak isteyenleri buradan uyaralım istiyoruz” diyen Şala, madencilerin içinde bulunduğu durumu şöyle anlattı: “Soma kömürlerinde çalışan belki 5 bin arkadaşımız bugün sokaklarda. Ocakta ne tarz bir düzenleme yapılıyor, insanlar işlerine dönebilecek mi, üç ay diye söz verilen maaşlarını üç ay aldıktan sonra dördüncü ay nereye gidecek bu insanlar? Bütün bu sorular ortada duruyor.” Başıboşluk yaşandığına dikkat çeken Şala, işçiler olarak örgütsüzlüğü değiştirerek bu süreci yönetmeleri gerektiğini söyledi.
ARKADAŞINA ÇEVRENE ANLAT
İmbat Madenleri İşçisi Engin Kurşuncu, 10 yıldır maden işçileri arasında bir dağınıklığın olduğunu belirterek, “Bu dağınıklığı toplamak için bir temel atmamız lazım. Onun için bu kurultay toplandı, hiçbir kuruma bağlı olmadan bu temeli atıp, tek tek tuğla koyup büyütmemiz lazım. En zayıf halka görünen işçiler aslında en güçlü halka. Bu birliği sağladığımızda neler yapabileceğimizi herkes görecek. Herkesin buna katılması, arkadaşına, çevresine detaylı bir şekilde anlatması lazım” diye konuştu.
MADEN İŞÇİLERİ VE TÜP BEBEK YASASI
Soma Kömürleri İşçisi Selçuk Karadağ, maden işçilerine verilen sözlerin lafta kaldığını belirterek, “Her zamanki gibi sermayenin gücüne teslim olduk ve her zamanki gibi bastırıldık. Başbakan cumhurbaşkanlığı seçiminde, biz gene unutulduk. Bizimle aynı kaderi paylaşan arkadaşlarımızla toplanıp bir araya gelemediğimiz için bunları dile getiremiyoruz. Maden işçilerini ilgilendiren yasanın içine tüp bebek yasasını koydular. Bizden oy istiyordunuz zorla ayağınıza getirtiyordunuz. 14 tane maddeyi çıkartamadınız mı? Bütün işçi arkadaşlarımızla örgütleneceğiz. Gerekirse Yatağan işçileri gibi bağlayacağız kendimizi sonuna kadar da bekleyeceğiz” dedi.
İsa Adaş da, şunları söyledi: “Örgütsüz sadece çarşıya pazara gideriz başka hiçbir yere gidemeyiz.” Soma’da ilk defa ellerine bir fırsat geçtiğini ve bunu çok iyi değerlendirmeleri gerektiğini belirten Adaş, “Önce işçi sağlığı ve güvenliği. Haklarımızı sadece örgütlenerek alabiliriz. Herkes bütün arkadaşlarına ulaşsın. Talepleri hep birlikte alabiliriz. 10 kişi oturarak ya da 100 kişiyle bunu yapamayız” diye konuştu.
Soma Kömürleri Atabacası İşçisi Eren Malkoç da “Asıl facia 13 Mayıs’tan sonra yaşanıyor. Madenler kapalı. Kimse bir şey demiyor. Evime gidiyorum sadece kuru erzak var. Unutulduk, unutuluyoruz. Diğer iş kollarında yaşanan kazalara, verilen canlara bakın” dedi.
Kamu İşçisi Selçuk Metin, 301 işçinin ölümünden sorumlu olanların en ağır şekilde cezalandırılmasını istediğini belirterek, “Asıl sorumlular dışarıda. 2-3 mühendisin cezalandırılması yetmez. 6 ikramiye, 2 bin lira ücret şeklinde beyanlarda bulunuldu. 20 yılda emekli olunacak, günde 6 saat çalışma olacak denildi. Hiçbiri yerine getirilmedi. Dünyanın en büyük kazası oldu Soma’da, unutturdular. Sevdamız cumhurbaşkanlığı seçimleri oldu. Bizim önce Soma’yı kurtarmamız lazım. Birleşmemiz çoğalmamız lazım” dedi.
'DEĞİŞTİRECEK OLAN İŞÇİNİN İRADESİ'
Uzun yıllar işçilik ve sendikacılık yapan Emek Partisi GYK Üyesi Sabri Topçu, sendikal bürokrasinin günümüzde iyice katmerleştiğini ifade ederek, “Sendika başkanı olduğumda tüzük değiştirdik ve işçi kadar ücret aldım. Hiç kimse Sabri Topçu işçiden yüksek ücret aldı diyemez. Doğru olan oydu. Bu demokratik bir anlayıştır” dedi. Sendikada örgütlenmek ve bilinci sendikadan yükseltmek gerektiğini belirten Topçu, “İşçi sendikasına sahip çıkmaz ve denetlemezse, ‘10 bin lira alacağım’ diye bakarsa öbüründen farklı olmaz. Bölünmeden hareket etmelisiniz” dedi.
Tüm Köy-Sen Yöneticisi ve Emek Partisi GYMK Üyesi Abdullah Varlı da, Soma’daki facianın ardından Türkiye’nin her yerinde ciddi anlamda toplumsal hareketlilik yaşandığını hatırlattı. Varlı “Yapılması gereken aşağıdan yukarıya örgütlenmektir. Mesele hangi sendika ya da kim olduğu değil, anlayış meselesidir. Sendikalara muhalefet örgütleri gibi bakılıyor. Sendikacılığa meslek gibi bakılıyor. On bin lira maaş alan kişi sendikacılığı meslek haline getirmiştir ve onun madendeki işçiyle bir işi kalmaz. Bunu değiştirecek olan buradaki işçilerin iradesi ve kararlılığıdır” dedi.
'ZONGULDAK'TA YAŞANANLARDAN FARKLI DEĞİL'
Emekliİ Maden İşçisi Fahri Bozbaş, Zonguldaklı maden işçisi arkadaşının çektiği madenci fotoğraflarıyla toplantı salonu bahçesinde bir sergi açtı. Bozbaş, Zonguldak’ta da yaşananların Soma’dan farklı olmadığını belirterek, “Kozlu’da yaşanan da bir sensör meselesiydi. Son sekiz yılımda ‘havalandırmacı’ olarak çalıştım. Önceleri bir kuşu madene salıyorlardı ve kuş ölürse gaz var deniyordu. Şimdi ellerinde son sistem aletler var. Dijital olanaklar var ama onlar bir işe yaramıyor. Çünkü ucuz iş gücü var zaten. Bizi insandan saymıyorlar. Yasalar onlardan yana işliyor o yüzden en iyi şekilde örgütlenmek gerekli” dedi.
Standart Profil İşçisi Ayşen Tufan da kendi örgütlenme deneyiminden örnekler vererek, “Siz örgütlü olduğunuz halde bunları yaşadınız biz örgütlenmeye çalışırken başımıza bunlar geldi. Örgütlenmek ailede başlar. Onları da katmalısınız. Ancak bu şekilde kazanabiliriz” dedi.
‘GÖRDÜK Kİ HER YERDE SORUNLAR AYNI’
Sami Yavuz (Soma Kömürleri İşçisi): Ankara’ya Meclise gittim. Kayseri’ye, İstanbul’a, Çiğli’ye gittim toplantılara katıldım. Türkiye’nin neresine gidersek gidelim hep sorunlar aynı. Birlikte olursak bizi kimse yıkamaz.
Halit Yılmaz (Soma Kömürleri): İşçi kurultaylarına, seminerlerine katıldım. Her yerde gördüm ki herkes bizden yana. 7-8 yıllık madencilik hayatım boyunca şunu gördüm. Her gün üretim artıyor ancak bizim ücretlerimiz artmıyor. Örgütlenmemiz lazım bir an önce. Bu saatten sonra kendimizi ezdirmeyelim.
Göksel Altuntaş (İmbat İşçisi): 15 ay önce Zonguldak’tan geldim. 27 yıllık madenciyim daha emekli olamadım. Benim 6-7 ayım kalmış emekliliğime bir şekilde doldururum ama benden sonra gelecek genç arkadaşlar birlik olun. Siyasi görüşümüz ne olursa olsun onu bir kenara koyup birleşmemiz lazım. Soma’da o kadar yürüyüş yapıldı hep farklı farklı. Esnaf bile ayrı yürüdü. Zonguldak’ta 100 bin kişi yürüdü. Halkla, esnafla, ailelerle birlik olup yürüdüler.
Yasin Sarı (İmbat İşçisi): Kazadan sonra ne değişti? Bizim ocakta değişen sadece ana yollarda ağaç tahkimatların yerine demir tahkimat yapılması oldu. Paradan önce iş güvenliği istiyoruz.
Bedri Kurşuncu: Hatayı kendimizde arayacağız. Kendimiz dimdik durur direnirsek herkes ayağımıza gelir. Önce biz birleşeceğiz.
ALINAN KARARLAR
Toplantıda alınan kararlar kurultay sonunda açıklandı. “Bütün sorumluların yargılanması, taşeron çalışmanın yasaklanması, ocakların kamu eliyle işletilmesi, işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili mevzuatın yenilenmesi, denetimlerin tam yapılması” taleplerinin dile getirildi açıklamada, Mecliste görüşülen torba yasanın taşeronu kaldırmadığı aksine genişlettiği belirtildi. Açıklamada Maden İşçileri Komitesinin çıkartacağı bültenin yaygın bir şekilde dağıtılması, işyerlerinde komiteler kurularak örgütlülüğün genişletilmesi, bu çalışmaların ardından daha çok işçinin katılacağı ikinci bir kurultay düzenlenmesi kararlarının alındığı bildirildi.
Kaynak: www.evrensel.net