Bugün, 'Türkiye'de üretim yapıp Gümrük Birliği içinde kaybolan' bütün şirketlerimizi ilgilendiren ve detaylarını daha önce defalarca paylaştığım davanın yapılan duruşmasından ilginç bazı notları aktarmak istiyorum. Yalnız bu konuya geçmeden kendimi tutamayacağım ve özellikle Tüpraş konusunda direndiğim günlerde beni 'Doğucu, statükocu, ulusalcı, küreselleşme karşıtı, 3.
YIL 1912. Osmanlı, Balkan Savaşı’nda. Bulgar ordusu Trakya’yı ele geçirmiş, başkent İstanbul’un kapısına dayanmış. Asker operatör Dr. Cemil Paşa (Topuzlu) belediye başkanı.
ABD'den Avrupa'ya kadar geniş bir gölgede satışa çıkan petrol şirketlerini satın almak için Hint ve Çin şirketleri yarışıyor. Petrolün fiyatı 70 dolara kadar yükselince tüm gözler Çin ve- Hindistan'a çevrilmişti. Çünkü iki ülkenin petrol talebinin patlaması petrol fiyatlarını artıran en önemli nedenler arasında gösteriliyordu. Çinli ve Hintli petrol şirketleri son dönemde pazarın en aktif oyuncuları arasında yer alıyor.
Avrupa Birliği ve ekonomik reform süreci ile birlikte yaşam standartının artması Türkiye'deki enerji talebini katlanarak büyütecek. Orta Avrupa'daki rakiplerine göre avantajlı olan Tüpraş'ı satın alacak olan 25 yıl boyunca büyüme ve karlılık potansiyeli sağlayacak.
Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, Reuters’in sorularını yanıtlamış ve Erdemir’in satış ihalesi ile ilgili olarak gönüllerinin yerli bir şirketin kazanmasından yana olduğunu söylemiş...
Pazartesi günü Ankara için unutulmayacak bir gün olacak. Tüpraş ihalesiyle Aliağa, Kırıkkale, Kocaeli ve Batman'da kurulu 4 rafinerisinin yeni sahibi belli olacak. Gündemde iki konu var; rakam ne olacak, yerli mi yoksa yabancı mı alacak?
Ekonomi muhabiri olarak mesleğe başladığım zamandan beri bu kadar yoğun bir yaz mevsimi geçirdiğimi hatırlamıyorum. Geçmiş yıllarda ama krizden, ama rehavetten gündem bomboş olur, ne yapacağımızı kara kara düşünürdük. Bu yıl ise hani deyim yerindeyse başımızı kaşıyacak vaktimiz yok. Özelleştirmeler, ihaleler, gelen yabancılar, sıcak-soğuk para, Körfez sermayesi, IMF, vergi paketi...
Petrol İş Sendikası Başkanı'nın Tüpraş'ın özelleştirmesi ile ilgili sözleri, bana 1960'lardaki tartışmalarımızı anımsattı. O tarihlerde benim gibi, Devlet Planlama Teşkilatı'ndaki yurtseverler gibi her aydın için, Türkiye'nin kalkınmasının yani sanayileşmesinin tek yolu "merkezi planlama'ydı.
TÜPRAŞ konusunu irdelemeye devam ediyoruz. TÜPRAŞ şu andaki piyasa değeri 4 milyar dolar civarında olan, ama arz talep nedeni ile bu ihalede beş milyar dolara bile gidebilecek bir değer. Yüzde 51 hissesi satılacağına göre 2-2.5 milyar dolarlık bir satıştan bahsediyoruz.