Söz konusu açıklamaların, Rusya'nın Avrupa ve ülkemize ilettiği doğal gazı Ukrayna ile yaşadığı bir ticari anlaşmazlık sonucu, tümüyle kestiği günlere denk düşmesi büyük bir talihsizliktir.
Uğruna savaşların çıkarıldığı enerji kaynaklarına, güvenli ve kesintisiz ulaşılabilmesi ülkeler açısından son derece stratejik bir konudur. Yaşanan son doğal gaz krizinin çözümü için devreye devletlerin girmiş olmasına rağmen sıkıntının devam etmesi, enerjide arz güvenliğinin ancak tutarlı “devlet politikası” ile sağlanabileceğini göstermektedir.
Ülkemize enerji sektöründe serbestleşmeyi dayatan pek çok AB ülkesinde doğal gaz şirketleri, devlet kontrolünde olup, doğal gaz pazar açıklığı oranı da % 20 ile % 35 arasındadır. AB, doğal gaz krizini devlet şirketleri vasıtasıyla yönetmeye çalışırken, Türkiye'de doğal gaz piyasası tümüyle serbestleştirmeye çalışılmakta, devlet şirketimiz BOTAŞ'ın ise özelleştirilmesi planlanmaktadır.
Yetkililerin bir kez daha gündeme getirdiği; Türkiye'nin doğal gaz ithalatını gerçekleştiren BOTAŞ'ın özelleştirilmesi planında, doğal gaz ithalatının serbestleştirilmesi en önemli ayağı oluşturmaktadır.
BOTAŞ, doğal gaz piyasası serbestleştirilerek çökertilmek istenmektedir
Doğal gaz piyasasının serbestleştirilmesi ve BOTAŞ'ın özelleştirilmesi, hükümetlerin yıllardır gündemindedir. 4646 Sayılı Doğal Gaz Piyasası Yasası uyarınca, 2004 yılında Bursagaz ve Esgaz'ın özelleştirilmesiyle doğal gaz dağıtım alanından tümüyle çıkarılan BOTAŞ’ın doğal gaz alım kontratlarının, %80’lik kısmının da özel şirketlere devredilmesi dayatılmaktadır.
1980'li yılların başından itibaren Dünya Bankası tarafından önerilen politikalar doğrultusunda TPAO'nun entegre ana yapısından; Tüpraş, POAŞ, BOTAŞ, Petkim, İpragaz, DİTAŞ, İGSAŞ gibi önemli kuruluşlarımız koparılarak, özelleştirmeye hazırlamak amacıyla anonim kuruluşlar halinde parçalanmıştır.
BOTAŞ dışında bu kuruluşların tamamı özelleştirilmiştir.
Boru hatları ile petrol/doğal gaz taşımacılığı, doğal gaz ithalatı ve satışı, depolama faaliyetlerini yürüten kamu şirketi BOTAŞ ise, iletim, depolama ve ticaret şirketi biçiminde parçalanarak yeniden yapılandırılacaktır.
BOTAŞ, kamunun elinde sadece iletim kısmı kalacak biçimde özelleştirilmek istenmektedir. Son açıklamalarda ise iletimin de % 49'a kadar özelleştirilmesinin planlandığı belirtilmektedir.
BOTAŞ özelleştirilirse doğal gazda yaşanan krizler derinleşecektir
Doğal gaz ithalatı özel sektöre devredildiği takdirde, Türkiye doğal gaz temininde ciddi risklerle karşı karşıya kalacaktır. Talep esnekliği çok zayıf olan bir ekonomik mal niteliğindeki doğal gaz fiyat dengesinin; serbest piyasa mekanizmasında sağlanması oldukça zordur. Ülkemiz, söz konusu serbestleştirme ve özelleştirme adımları sonrasında doğal gazı daha pahalı tüketmek durumunda kalacaktır.
Doğal gaz satıcısı ülkelerin/şirketlerin bir tür tekel oluşturduğu bu piyasada çok sayıda küçük şirketin yer alması, doğal gaz ithalatçısı ülkeye hiçbir yarar sağlayamayacaktır.
Doğal gaz satıcıları, genellikle devlet şirketleridir. Alım-satım anlaşmalarında pazarlıkların devletten devlete yapılması; doğal gaz fiyatları ödeme yükümlülükleri, ek indirim sözleşme maddelerinde kamu şirketi olan alıcıya önemli olanak ve avantajlar sağlamaktadır. Türkiye, kamu şirketi BOTAŞ'ı özelleştirerek bu avantajı heba etmemelidir.
Ayrıca, son dönemde zehirlenme vakaları ile sıkça gündeme gelen doğal gazın kalitesi tartışmaları hatırlanmalıdır. Temin edilen doğal gazın kontrolünün, sektörde hem ithalat hem de dağıtım süreçlerinin kamu elindeyken daha kolay gerçekleştirileceği ve denetimin sağlanabileceği bilinmelidir.
Sonuç olarak, halkımızın doğal gaza hemen, ucuz, kaliteli/güvenilir ve sürekli bir şekilde ulaşabilmesi için, doğal gazın ithalatından halka ulaştırılmasına kadar tüm aşamalarda, devletin BOTAŞ kanalıyla devrede olması gerekmektedir.
Türkiye enerjide bölgesel güç yerine piyon haline getirilemez
BOTAŞ, 50 milyar m3'ü aşan mevcut doğal gaz kontrat portföyü, 2007 yılında 14,7 milyar TL'yi bulan satış hasılatı ve 10 bin km'ye ulaşan iletim alt yapısıyla bölgesel enerji şirketi konumundadır.
BOTAŞ'ın özelleştirilmesiyle, enerji hatlarının yoğunlaştığı ve petrol/doğal gaz borsası oluşturma iddiasını ileri süren ülkemizde, kamunun çekilerek boşalttığı bu alanları, dünya petrol devleri kendi belirledikleri kurallarla ele geçireceklerdir. Bir AB projesi olan Nabucco'da BOTAŞ'ın imzalanan anlaşmalarla yetki devri yapılarak insiyatifsiz hale getirilmiş olması, söz konusu sürecin ilk işareti sayılmalıdır.
Bu nedenle, BOTAŞ'ın değil özelleştirilmesi mevcut yapısı güçlendirilmeli, ulusal petrol şirketimiz TPAO ile birleştirilmesi ve petrol/doğal gaz sektöründe dikey entegre bir yapıya ulaşılması gerekmektedir.
Petrol-İş Sendikası, doğal gazda arka arkaya krizlere yol açan yanlış politikalardan ve ülkemizi enerjide tümüyle bağımlı hale getirecek BOTAŞ'ın özelleştirilmesi planından vazgeçilmesi konusunda kamuoyunu duyarlı olmaya çağırmaktadır.
Diğer yandan, ÖİB yetkililerinin yaptığı açıklamada özelleştirilmesi planlanan kuruluşlar arasında adı geçen MKEK, BOTAŞ gibi ülkemiz açısından stratejik bir kuruluştur. Uluslararası ilişkiler ve ticaretin savunma sanayisi sektöründe yarattığı rekabetçi yapıda ve ülkelerin bu alanda güçlü kurumlara sahip olmalarının kendini dayattığı koşullarda, MKEK'in özelleştirilmesinin de gündeme alınması büyük bir hata olacaktır. MKEK'in, Türkiye'nin kendi kendine yeterli bir savunma sanayisi oluşturması açısından önemli bir işleve sahip olmasından hareketle, kuruluşun yeni yatırımlarla modernize edilmesi gerekmektedir.
Tüm dünyada özelleştirme politikaları yeniden sorgulanmaya başlanırken, ülkemizde kamu kuruluşlarının satış planları derhal durdurulmalıdır.
Saygılarımızla.
Petrol-İş Sendikası
Merkez Yönetim Kurulu adına
Genel Başkan
Mustafa Öztaşkın