kranlara yansıyan demeçlere bakılırsa 10. İdare Mahkemesi'nin TÜPRAŞ ihalesini iptal kararı iş dünyasını epey şaşırtmış..! İptal kararını kimi kaçırılmış fırsat olarak değerlendiriyor... Kimi Türkiye'ye ağır bedel ödetecek bir karar gibi algılıyor.
Ankara 10. İdare Mahkemesi'nin TÜPRAŞ ihalesine ilişkin iptal kararı, ilgili taraflar için ders metni gibi. Kararın gerekçesi doğru okunduğunda anlaşılıyor: Özelleştirme İdaresi (ÖİB) öyle bir ihale gerçekleştirmiş ki, neresinden tutulsa elde kalıyor!
Başlığı görünce, yeni haftaya dair beklentileri bulabileceğinizi düşünmüş olabilirsiniz. Maalesef sevgili dostlar, bugün yeni haftadan veya stratejilerden bahsetmek istemiyorum.
Biraz mütevazılık, 'ben bilirim' demekten uzak durmak, ortak - kolektif akla inanmak, güvenmek. Hepsi bu! TÜPRAŞ'la ilgili yargı kararı sonrası, aynı tartışmalar; 'Yargı, özelleştirme önünde engel'. Doğru mu?
Hükümetin kamu yararı ve yasa tanımayan özelleştirme uygulamaları, yargıdan dönüyor. Bugüne kadar neredeyse bütün ihalelerine gölge düşen hükümetin geliri de hedeften uzak. Hükümetin yaptığı özelleştirmeler; ''elinde patlıyor'' .
Türkiye'nin gündemi başdöndürüyor. Sizi bilmem, ben şikayetçiyim. Örneğin kendinizi Ahmet Zorlu'nun yerine koyun.
Ankara 10. İdare Mahkemesi oldukça hızlı davrandı. Tüpraş’ın yüzde 65.67 oranındaki kamu hissesinin blok satışını iptal etti. Aynı mahkeme daha önce de Tüpraş’ın özelleştirilmesi konusunda ‘yürütmeyi durdurma’ kararı vermişti.
Bazılarının ‘TÜPRAŞ’ın özelleştirilmesini engellemekten dolayı hissettiği zafer duygularını okurken aklıma Tekel geldi. Sahi ne oldu Tekel özelleştirmesi?
İnsan bazen yaşananların gerçekliğinden kuşkulanıyor. Sahiden bunlar yaşanmış mıydı yoksa yaşanmış gibi olanlar mıydı diye kendi kendine sormak durumunda kalıyor. Daha yeni bir terim kullanarak söyleyecek olursam bu yaşananlar gerçek miydi yoksa 'sanal' mıydı? Gerçeklikle kopuşumuzun yeni bir olgu olduğunu söylemiyorum. Ama bu durumun kürselleşmeyle daha bir pekiştiği, daha bir derinleştiği ortada.
TÜPRAŞ özelleştirilmesi yılan hikayesine dönmeye başladı. Türkiye'yi dış piyasada ciddi oranda zedeleyecek bu gelişmenin oturduğu zemin ise 'Türkiye'nin ali menfaatleri icabı kamu menfaati mantığı'oldu. Gazetelerde konuya bu mantıkla yaklaşanlar, ortaya çıkan tablodan son derece memnun görünüyorlar.