Tekel işçilerinin haklı mücadelesinin yanındayız, AKP Hükümetini uyarıyor ve emeğin sesine kulak vermeye çağırıyoruz.
Tekel işçilerinin haklı mücadelesinin yanındayız, AKP Hükümetini uyarıyor ve emeğin sesine kulak vermeye çağırıyoruz.
|
Tüpraş'ın özelleştirilmesi başlı başına bir "hukuk mücadelesine" dönüştü. Mücadelenin "savunma mevzilerinde" Petrol-İş Sendikası, "taarruz hattında" ise Özelleştirme Yüksek Kurulu ile Özelleştirme İdaresi Başkanlığı var. |
Başlığa sığmayacağı için sadece sonunu paylaştığım cümlenin tamamı şöyle: Bu ülkenin en değerli şirketleri olan ve bu halkın yıllarca vergilerinden kazanılanlar ile yaratılan Tüpraş ve Ereğli blok halinde yabancılara satılamaz, satılmamalı... |
Hep böyle oldu... Özelleştirmelerle doğrudan baş etmeye çalışan sendikalar dışında diğerleri resmen yattı. Ne zaman özelleştirmeler uyuyanların da başına bela oldu, bu kez onlar uyandı, diğerleri yattı!
|
|
Ülke düzeyindeki eylemleriyle özelleştirme saldırısını protesto eden Telekom işçi ve emekçileri, özelleştirme başta olmak üzere sermaye ve hükümetinin saldırılarına karşı birleşik direniş çağrısını yinelediler. |
Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerinin özelleştirme girişimlerine soldan getirilen eleştirilerde sık sık kavramsal bulanıklıklara rastlanıyor. Örneğin, birçok açıdan değerlendirmelerinin isabetli olduğunu düşündüğüm, özelleştirmeler ve kamu mülkiyeti üzerine geçenlerde yayınlanmış bir yazıda ".. verimlilikle kârlılık arasında doğrusal ilişki kurmak mümkün değildir" deniyor (Kamu Mülkiyetini Savunmak, Siyasi Gazete, Nisan 2005). |
Seydişehir tesisleri, ERDEMİR, TÜPRAŞ, THY, Telekom ve sayılamayacak kadar çok sayıda değerli ulusal varlıklar satış rampasında. Satış işini yürüten sorumlular da büyüye kapılmış bir halde koşarken, sonuç hakkında ne en ufak bir bilgiye ne de aklıselime sahip!.. Çağa ayak uydurmak! Çağa ayak uydurma zırvalığını yaşarken şu noktaları dikkatinize sunmak istiyorum:
|
DİSK yönetimi, 15-16 Haziran Büyük Yürüyüşü'nün 35. yıldönümünde, sendikal haklar arayışı için aynı adla İzmit'ten İstanbul'a doğru yürürken, ajans haberlerinin satır aralarında sendikal haklara ilişkin işverenlere verilen bir küçük ama içeriği büyük af ve rüşvetin haberi geçti...
|
15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi’nin 35. yıldönümündeyiz. İşçi hareketinin, “tek tip sendika” dayatmasını, mücadele içinde örgütlenerek karşı koyuşla püskürtmesinin tüm milliyetlerden Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihine, bizzat kendi eliyle yazmasının bu yıldönümü, hareketli bir döneme denk geliyor. O günkü saldırıyı, onbinler halinde sokaklara çıkarak ve sermayenin tüm güç ve kurumlarıyla, deyiş yerindeyse göğüs göğüse bir mücadeleyle püskürten işçi ve emekçiler bugün çok daha kapsamlı saldırılarla karşı karşıya. |