TÜPRAŞ hikayesinde gelinen nokta, hepimizi, özellikle de Başbakan Erdoğan'ı bir kere daha eski bir deyimin hikmetini değerlendirmeye çağırıyor:
Sonunda beklenen gerçekleşti ve Tüpraş ihalesi iptal edildi. Hükümetin kasasına girecek olan 1 milyar 300 milyon dolar "bir başka bahara" kaldı. Sanki birileri "yolları kesiyor", hükümetin parasız pulsuz kalmasını istiyor gibi.
TÜPRAŞ'TA özelleştirmeyi durdurmak için sendika dört dava açtı ve verilen dört yürütme kararını üst mahkemeler dört defa kaldırdı!
Son olarak 'ilk mahkeme' niteliğindeki Ankara 10. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurdu. 'Üst mahkeme' niteliğindeki Bölge İdare Mahkemesi ise, özelleştirmeyi hukuka uygun buldu ve yürütmeyi durdurma kararını kaldırdı.
Biz özelleştirme maceramıza 1985 yılında bundan 19 yıl önce başladık. O dönemde bizimle birlikte yola çıkanlar da, 1990 sonrasında Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra özelleştirme girişimini başlatanlar da, özelleştirme konusunda çok yol katedip, önemli sonuçlar elde ettiler. Biz ise özelleştirmeyi değil, özelleştirememeyi yaşadık. Ve son Tüpraş olayı gösteriyor ki, hâlâ da yaşıyoruz...
Azınlık" kelimesini mutlak anlamıyla değil, "kavram" anlamıyla kullanıyorum. Bu açıdan, Tüpraş'ın, 1,3 milyar dolar gibi, piyasa mantığına, çeşitli mukayese ölçütlerine, kamu yararına "esastan" aykırı bir fiyatla "Efremov-Zorlu" girişimine "devredilmesine" karşı mücadele yürüten azınlık, aslında "çoğunluk"tur.
Mahkemenin ikinci iptalinden sonra TÜPRAŞ özelleştirmesinin artık yattığını kabul etmemiz gerekir. Özelleştirme idaresi mahkemenin kararını değiştirmek için Danıştay'a başvuracaktır. Danıştay'ın kararının Özelleştirme İdaresi'nin lehinde olacağını varsaysak bile, hukuk otoritelerine göre, hüküm üç yıldan önce zor kesinleşir.
YIL 2000, aylardan nisan. TÜPRAŞ’ın yüzde 30.7’lik hissesi, Özelleştirmeden Sorumlu Devlet Bakanı Yüksel Yalova döneminde halka satılmıştı. Şimdi vereceğim rakamları lütfen dikkatle izleyin.
Bu ne gözü dönmüşlük ki, olup bitenlerden ders almaksızın sonuna kadar uğraşarak cumhuriyetin bütün kamu varlıklarını elden çıkarma peşindedir.
1. Amerikan ordusu öncülüğündeki emperyalist güçler 21 Mart 2003 sabahı Irak topraklarına saldırdı. Dünyanın en zengin petrol yataklarının kontrolünü ele geçirmeyi amaçlayan bu savaşa karşı Petrol-İş Sendikası aynı tarihlerde “Irak Savaşı Bir Özelleştirme Harekatıdır” sloganıyla bir direniş kampanyası başlattı.
Dün sabah Ankara’da görevli bir arkadaşım aradı...Referans’ın yeni yayın hayatına başlamasını kutlarken, sözü Tüpraş özelleştirmesine getirdi ve bana ilginç gelen şu cümleyi kullandı; “diğer gazete yazılarında ve TV’lerde Tüpraş’ın özelleştirmesine en çok sen karşı çıktın, şimdi Referans var ve görünüş itibariyle daha liberal bir yapıya sahip, bir Refarans yazarı olarak bu konuda ne düşünüyorsun ?