Hükümetin kamu yararı ve yasa tanımayan özelleştirme uygulamaları, yargıdan dönüyor. Bugüne kadar neredeyse bütün ihalelerine gölge düşen hükümetin geliri de hedeften uzak. Hükümetin yaptığı özelleştirmeler; ''elinde patlıyor'' .
PETROL-İŞ SENDİKASI ANKARA ŞUBESİ21.DÖNEM IV. OLAĞAN TEMSİLCİLER KURULU TOPLANTISISONUÇ BİLDİRGESİ Tüpraş’ in satışına ilişkin sendikamızın Ankara 10. İdare Mahkemesine açmış olduğu dava 02.06.2004 tarihinde sonuçlanmıştır. Buna göre İdari Mahkeme TÜPRAŞ’ in Yüzde 65.67 oranındaki kamu hissesinin blok satışına ilişkin 13 Ocak 2004 tarihli ihale komisyonu kararını iptal ettiğini açıklamıştır.
Ankara 10. İdare Mahkemesi oldukça hızlı davrandı. Tüpraş’ın yüzde 65.67 oranındaki kamu hissesinin blok satışını iptal etti. Aynı mahkeme daha önce de Tüpraş’ın özelleştirilmesi konusunda ‘yürütmeyi durdurma’ kararı vermişti.
Bazılarının ‘TÜPRAŞ’ın özelleştirilmesini engellemekten dolayı hissettiği zafer duygularını okurken aklıma Tekel geldi. Sahi ne oldu Tekel özelleştirmesi?
İnsan bazen yaşananların gerçekliğinden kuşkulanıyor. Sahiden bunlar yaşanmış mıydı yoksa yaşanmış gibi olanlar mıydı diye kendi kendine sormak durumunda kalıyor. Daha yeni bir terim kullanarak söyleyecek olursam bu yaşananlar gerçek miydi yoksa 'sanal' mıydı? Gerçeklikle kopuşumuzun yeni bir olgu olduğunu söylemiyorum. Ama bu durumun kürselleşmeyle daha bir pekiştiği, daha bir derinleştiği ortada.
TÜPRAŞ özelleştirilmesi yılan hikayesine dönmeye başladı. Türkiye'yi dış piyasada ciddi oranda zedeleyecek bu gelişmenin oturduğu zemin ise 'Türkiye'nin ali menfaatleri icabı kamu menfaati mantığı'oldu. Gazetelerde konuya bu mantıkla yaklaşanlar, ortaya çıkan tablodan son derece memnun görünüyorlar.
Dün sabah hükümet adına açıklama yapan ilgili bakanlar, ''hukuk devletinin gereklerinin yerine getirileceğinden'' söz ediyorlardı. Bir gün önce aynı bakanlar, TÜPRAŞ' ın özelleştirilmesinde geri adım atılmayacağına ilişkin demeçler veriyorlardı.
Devlete ait varlıkların özel şahıs ve kurumlara satılarak devredilmesi demek olan özelleştirme kavramı ekonomi literatürüne 1970’lerde girmiştir. Daha kapsamlı bir tarifi şöyledir: “Kamuya ait şirketlerin sermayesinin en az % 51’inin yerli veya yabancı özel girişimcilere satılması.” Ayrıca, devlete ait kuruluşların özel girişimcilere kiralanması, işletme hakkının devredilmesi de özelleştirme konseptine dahildir.
TÜPRAŞ'TA özelleştirmeyi durdurmak için sendika dört dava açtı ve verilen dört yürütme kararını üst mahkemeler dört defa kaldırdı!
Son olarak 'ilk mahkeme' niteliğindeki Ankara 10. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurdu. 'Üst mahkeme' niteliğindeki Bölge İdare Mahkemesi ise, özelleştirmeyi hukuka uygun buldu ve yürütmeyi durdurma kararını kaldırdı.
Biz özelleştirme maceramıza 1985 yılında bundan 19 yıl önce başladık. O dönemde bizimle birlikte yola çıkanlar da, 1990 sonrasında Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra özelleştirme girişimini başlatanlar da, özelleştirme konusunda çok yol katedip, önemli sonuçlar elde ettiler. Biz ise özelleştirmeyi değil, özelleştirememeyi yaşadık. Ve son Tüpraş olayı gösteriyor ki, hâlâ da yaşıyoruz...