Türkiye yeni bir döneme giriyor; AB üyeliği görüşmeleri başlıyor. Bu uzun, dolambaçlı ve uçurumlarla dolu yolda ulaşılacak sonuç kadar yolun nasıl alındığı da çok önemlidir. Bu nedenle, bundan sonra hem Türkiye'nin hem de AB'nin gündemine yerleşecek ve pek çok niteliksel değişime kaynaklık edecek olan görüşme sürecinin, sol siyaset açısından irdelenmesi gerekiyor.
DİSK'in AB müzakere sürecine verdiği desteğe Süleyman Çelebi dün çalışanlar açısından yeni bir boyut kazandırdı: Avrupa sosyal modelinin hayata geçirilmesi. 3 Ekim gecesinden bu yana, iktidar ve muhalefet partileri arasındaki 'AB savaşı', çerçeve belgenin paragraflarına sıkışıp 'hazmetme sorunları ve Kıbrıs başta, stratejik maddeleri' üzerinde yoğunlaştığı için Türkiye'nin 'uyum sağlamakta' zorlanacağı çok önemli bir alan henüz tartışma gündemine girmedi.
Tüpraş'ı ilk özelleştirme girişiminde, 2003 sonbaharında data odasına yaklaşık 16 şirket girdi. Çoğu yabancı olan bu şirketler arasında Oyak, Koç ve Doğan da vardı. O zamanlar Tüpraş'ın piyasa değeri 1.2 milyar dolar civarındaydı (şimdi 4.5 milyar dolar civarında).
SEVGİLİ okuyucularım, bugün çok önemli, kamuoyunda ve medyada her nedense asla gündeme getirilmeyen ve tartışılmayan bir konuya dikkatinizi çekmek istiyorum. Bu hükümet işbaşına geleli 3 yıl olmak üzere. Her iktidar belli projelere, ülke yararına olacak büyük tesislere, önemli yatırımlara imza atar. Onları başlatır. 3 yıl az zaman değildir.
Türk halkının önemli bir bölümünün AB’ye girmek istemesinin altında yatan neden nedir sizce? Bence ekonomi... Halk bunca yıldır ekonomisinin bozuk olmasından o kadar kötü etkilendi ki; başka ülkelerdeki refahı görünce kendisinin de bu şekilde yaşaması için tek hedef olarak AB’yi görmeye başladı...
Ata sözüdür. İyi insan olmaya çağıran şair öğüdüdür. Şöyle diyor: Cömertlikte "akar su gibi" ol... Kusur kabahat örtmede "gece gibi" ol... Dürüstlükte "güneş gibi" ol... Şiddette "ölmüş yılan gibi" ol... Bu öğüdü veren büyük şair ve düşünür (Mevlânâ) bugün yaşasaydı ne önerirdi?
‘SAYIN milletvekilleri, bu akşam Kızılcahamam’da kampa gireceksiniz. Başbakan, bakanlar ve parti yöneticileri ile yüz yüze geleceksiniz.
En son Sosyal Güvenlik Yasa Tasarısı’nın hazırlıkları aşamasında toplanan Sosyal Güvenlik Yüksek Danışma Kurulu çarşamba günü yine toplandı. Kurulun gündeminde; hükümet tarafından Meclis’e gönderilecek olan; Sosyal Yardımlar ve Primsiz Ödemeler Yasa Tasarısı ile Sosyal Güvenlik Kurumu Yasa Tasarısı vardı.
Sendikalardan AB atağı 3 Ekimde başlayacak AB müzakere sürecinin ne zaman ve nasıl sonuçlanacağı bilinmese de bu sürecinin kendisi Türkiye’nin toplumsal, siyasal ve iktisadi yaşamı üzerinde köklü etkiler yaratacak. Farklı toplumsal güçler bu süreçte kendi sosyal / sınıfsal çıkarlarına öncelik verilmesini, kendilerinin daha az zarar görmesini ve daha fazla avantaj elde etmesini sağlamak için çaba harcayacak.