Bu ülkede hiç "güzel gelişme, gurur şişirici başarı, gönül çoşturucu zafer yok mu" ki, bulup bulup "bizim haltercilerin hormonlu çıkmasına" vahvahlanıyor, "zenginin daha zenginleşmesine" ofoflanıyor ve "eski hortumcuların yanına yeni hortumcuların da eklendiğine" ahahlanıyoruz.
KİMİ zaman cevap vardır, ama soru yoktur. Kimse soru sormuyor, bir sessizlik var.
Çok kurnaz, çok uyanık, hilekâr hayvan. Burnu sivridir, kuyruğu tüylü. Sinsi sinsi gelir. Adım atışlarını göremezsin. Gelişini duyamazsın. Kapar avını gider. Başbakan Tayyip Erdoğan Rize'de Guatr Araştırma Merkezi'nin açılış töreninde; "Herkes tilkilik peşinde... Dün farklı hortumcular vardı... Bugün farklı hortumcular var..." dedi.
Yazın yorgunluğunu atabilmek için kendime kısa bir tatil arası vermeyi düşündüm. Yaz aylarının yoğun temposu tatil yapma fırsatı vermedi. Eğer gerçek bir tatil yapmak istiyorsanız her mevsim yapabilirsiniz. Benim de öyle oldu. Televizyon izleme ve gazeteleri günlük okuma fırsatım olmadı.
TÜPRAŞ'ın satışı, kapitalist yağmanın net olarak yansıdığı, ülke ekonomisinin belini bükecek, çok şanssız bir operasyondur. Kapitalist yağmanın sergilenebilmesi için, operasyonda görülen sistem içi usulsüzlüklerinin ötesinde, sistemik oluşumlar irdelenmelidir.
CHP'nin yeni yasama yılında uygulayacağı muhalefet stratejisi yavaş yavaş şekilleniyor. CHP, TBMM'nin açılmasıyla birlikte akçalı konuların üzerine gidecek.
17 Aralık 2004 Brüksel Zirvesi'nden dönüşte Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yüzü gülüyordu. Başbakan, ayağının tozuyla Maliye Bakanlığı'nda düzenlenen "vergi indirimi" toplantısına katılmıştı. AB sürecinin yaratacağı "sürpriz gelirler"den söz etmiş, örnek olarak o tarihlerde sonuçlanan araç muayene istasyonları ihalesini göstermişti. 613.5 milyon dolarlık teklifin hayal bile edilemediğini söyledi. Bu tür sürpriz kaynakların gelecek yıllarda hem bütçeyi hem de halkı rahatlatmak için kullanılacağını anlattı.
Çok bilgi, çok belge, çok bağlantı çıktı. İsrail'in çok okunan, güvenilir gazetesi Haaretz, "Bizim Ofer, sadece İsrail'de değil her gittiği ülkede hükümetleri maymun gibi oynatır" diye başlık attı.
"Köktenci" özelleştirme savunucuları bile "yargı göreve" çağrıları yapmaya başladıysa, yüzde 14.76 hissesi kamuoyunun "gözlerinden sürme çekercesine" İsrail kökenli Ofer Grubu'na satılan TÜPRAŞ'ın ikinci ihalesi de AKP iktidarı ve Özelleştirme İdaresi (ÖİB) için "ateşteki kestaneye" döndü, demektir. Artık, hangi "maşayla" ve nasıl çekebileceklerini onlar düşünsün.
Şöyle 25 sene öncesini bir hatırlayın. Hani kamu kuruluşlarının sırtımızda nasıl yük oluşturduğunu, vergilerimizin kötü yöneticilerce nasıl çar çur edildiğini anlattıkları panelleri, konferansları yoksa unuttunuz mu?