Aylardır, yıllardır AKP'nin "ne olursa olsun, önce satış" ilkesini dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışıyoruz... Her şeyden önce "vatan mevhumundan uzak" bir yaklaşım sergileyen AKP, Türkiye'nin bütün temel kurumlarını sattı. Sonuç şu: Toplam borç 200 milyar dolardan 450 milyar dolara çıktı.
Ne zaman ki, bu ülkenin 80 yıllık emeği-göz nuru-birikimi bir devlet kuruluşu; “Özelleştirme İdaresi’nin yetersiz bilgilendirme yöntemiyle” satılınca çoğumuzun milli duyguları kabarıyor. Şahlanıyor. Alevleniyor.
Kısa olsa bile tatil hoş bir olay!.. Büyükada'da konaklamadan önce, beş on yıldır hiç uğramadığım Bodrum yollarına düşelim dedik arabayla... Bandırma'ya feribotla, oradan ver elini Kuşadası; derken Efes antik tiyatrosunun atmosferinde İngiliz Kraliyet Senfoni Orkestrası'ndan Adnan Saygun konseri; Selçuk'ta kısa bir tur ile çöp şiş ve çarşıdan unuttuğumuz lezzette çilekler; Bafa Gölü kıyısında balık; nihayet gecenin bir saatinde Bodrum ve Turgutreis...
Petkim'in yüzde 51'in 2 milyar 50 milyon dolara satılması, hem rakamın büyüklüğü hem de alıcılarının enerji ve kimya piyasasının "kontrol" elemanları olması nedeniyle dikkat çekiyor. İlk tepkiler Petkim'e en yüksek teklifi veren Rus-Kazak sermayesinin kurduğu TransCentralAsia Petrochemical Holding ortak girişiminin finans ayağını oluşturan Troika Dialog'un Yönetim Kurulu Başkanı'nın Ermeni asıllı yatırımcı Ruben Vardanian "ulusal tavır" açısından sancı yaratıyor.
Yirmi yıllık özelleştirme tarihimizde neler gördük neler. İptal edilen ihaleler, ihaleyi kazanıp da parayı ödeyemeyenler, teklif gelmeyen ihaleler. Öte yandan iyi örnekler de var. Çok başarılı halka arzlar ya da blok satışlar da yapıldı bu dönem boyunca.
Bir tablo hayal edin... Sanat eseri. Miras... Size ait. Tuvali, Türkiye coğrafyası. Boyası, şehit kanı, alın teri. Her sabah uyanıyorsunuz... Gururla seyrediyorsunuz... Ama birileri, her sabah sizden önce uyanıp, o tablonun başına geçiyor ve orasına burasına, minik minik fırça darbeleri atıyor. Her sabah, bir minik fırça darbesi. Usta işi.
İMKB’nin tarihi zirve yaptığı, Petkim ihalesinden rekor teklifin çıktığı bir ortamda, piyasalar Anayasa Mahkemesi’nin referanduma işaret eden kararını sonbahardan önce gündemine almaya niyetli değil.
Kazak kardeş ile Türk kardeş; ikisi de bin yıl ötesinden gelme karındaş sayılıyorlardı. Aramıza göç girdi. 1850 yılında Rus Çarlığı’nın ordusu, Çin’e karşı Kazak kardeşimizi korumaya aldı, aramıza hayat girdi. Lenin ile Stalin’in “tek ülkede sosyalizmi kurma” arzusu da Kazakistan’ı yoldaş çemberine aldı, aramıza böylece tarih de girdi.
Üst üste iki gündem: 1- Anayasa Mahkemesi'nin vediği karara göre Ekim ayında Cumhurbaşkanı'nın seçimi ile ilgili düzenleme referanduma görülecektir. 2- PETKİM gibi stratejik dev bir kuruluş seçim öncesi bir yabancı şirkete satılmıştır.
MİLYONLARCA yurtsever insanımız, sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler yıllardır yırtınıyor: "Yapmayın etmeyin, ülkemizin en stratejik kuruluşlarını, altın yumurtlayan tavuklarını eşe dosta, işbirlikçilerinize ve yabancılara peşkeş çekmeyin." Dinleyen kim!