Söylenecek birçok sözün olduğu gün. Hani yaşamda bazı acılar vardır yaratanı küçüldükçe acı büyür ve o acıdan çiçekler açar… 12 Eylül işte öyle bir gün. Ve hesabı sorulması gereken, ama asla sorulmayan bir dönem...
Sendikanın zaferiyle sonuçlanan davada POAŞ'ta borç ertelemenin engellenmesiyle 271.3 trilyon liralık anapara ile faiz, gelecek yılın sonuna kadar kamunun kasasına girecek. Ankara 10. İdare Mahkemesi'nin POAŞ'ın yüzde 25.8 oranındaki kamu hissesinin İş-Doğan Petrol Yatırımları AŞ'ye satış bedelinin vadelendirilmesine ilişkin Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK) kararını iptal etmesi bu operasyonda kamu zararını azalttı.
Dün Ankara'ya gelen Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin, bugün başlayacak resmi görüşmeler sırasında sözü "TÜPRAŞ ihalesine" de getirecek mi? Getirecek!
Türk-İş ile Hak-İş konfederasyonları arasında bir süredir alttan altta cereyan eden çatışma, Türk-İş Başkanlar Kurulu'nun bildirisiyle kamuoyuna yansıdı. Bildirinin giriş paragrafı, çatışmanın boyutunu anlamamıza yetiyor:
TÜPRAŞ'ın özelleştirilmesi gündeme alındığında, Petrol-İş Sendikası'nın kampanyası, ''İki özelleştirme harekâtı: Irak ve TÜPRAŞ'' sloganı ile başlatıldı. Kimilerinin, Irak'ın işgali ile TÜPRAŞ özelleştirmesi arasındaki benzetmeyi yadırgadığını; ''Irak haksız bir saldırıya, işgale uğramıştı; ama ülkenin özelleştirilmesi de nereden çıktı?'' diye sorguladıklarını biliyorum.
Ankara 10. İdare Mahkemesi TÜPRAŞ'ın satışını durduran bir karar almıştı. Özelleştirme İdaresi bu karara itiraz etti ve yürütmenin durdurulmasının durdurulmasını istedi ama Danıştay bu istemi reddetti. Yani, yılın en büyük özelleştirmesinin önü kalın duvarlarla kapatıldı. Eğer, nihai karar da bu yönde verilecek olursa yüzde 65.76'sı 1 milyar 302 milyon dolara satılan TÜPRAŞ yine devletin elinde kalacak.
Şimdi birileri kalkıyor sanki kendi mülküymüş gibi bu kurumu satışa çıkarıyor. Ne hakla ne hukukla? Canım hakkın hukukun ne önemi var, piyasa hazretleri ‘özelleştirme’ buyurduysa o buyruk mutlaka yerine getirilecek. Sadece özelleştirme mi? Ekonomiyle ilgili hangi konuya el atsak ondan icazet almıyor muyuz? Onun ne düşündüğünü, ne algıladığını, nasıl tepki verdiğini merak etmiyor muyuz? Merak ettirilmiyor muyuz? Peki biz neredeyiz? Başta emekçiler olmak üzere halkın ezici çoğunluğu nerede?
Türkiye'nin, uzun ince bir yolda devam eden özelleştirme öyküsü, pahalı bir öğrenme sürecidir aynı zamanda. Her iktidarın kendine göre önceliği ve aceleciliği vardır. Tabi, acele işe şeytan karışır. Hayalkırıklığı yaşanır.
Ben özelleştirmeden yana biriyim. Kötü yönetim yüzünden, "devletin sırtına yük olan" ya da "yük olacak" olan ve de "devletin kaynak ihtiyacını karşılayacak" olan kuruluşların özelleştirilmesini isterim. Bunlardan bir de Tüpraş. Tüpraş'la ilgili bir kaç yazı yazdım. Dün akşam Ordu'dan kuzenim Kadir Engin aradı. Kendisi "petrol işiyle yakından ilgili", dolum tesisileri var ve Turnagaz'ın sahibi. Akıllı adamdır, ona inanır ve güvenirim. "Aman dikkat! Tüpraş satışında devlet kazık yiyor.
Ankara 10. İdare Mahkemesi, Petrol-İş'in açtığı davada, Tüpraş'ın satışına ilişkin ihale komisyonu kararını iptal etti. Başta Petrol-İş olmak üzere, tüm emeği geçenleri kutluyor, mücadelelerinin devamını diliyorum. Kamunun ortak malı olan kaynakları, babalarının malı gibi satmaya girişen özelleştirmecilere hep aynı soruyu soruyorum: kimin malını kime satıyorsunuz?